DTO AB BÜLTENI MART 2012

Söküm öncesi bayrak değiştirmeye Komisyon engeli 23 Mart günü komisyona sunulan yeni kurallar kapsamında, AB’deki gemi sahiplerinin gemilerini nerede ve nasıl söküme gönderebilecekleri ile ilgili uygulamalarda değişiklikler yapılacak. Yeni kurallar, gemi söküme gönderilmeden önce AB bayrağından başka bir bayrağa geçirilerek, varolan uygulamaları atlatan gemi sahiplerine yönelik hazırlandı. Halihazırda yürürlükte olan hurda sevkiyatı uygulaması, AB bayraklı gemilerin söküm için ihraç edilmesine izin vermiyor. Gemi sahipleri ise, gemilerin faaliyetine son vermeden önce AB dışında bir ülkenin bayrağına geçiş yaparak uygulamalardan sorumluluklardan kaçabiliyor. Yeni kurallar Avrupalı gemi sahiplerine daha fazla sorumluluk yüklüyor; gemilerin satıldıktan veya bayrak değiştirildikten itibaren 6 ay içerisinde güvenli ve çevreci bir şekilde söküleceğinin garanti edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa Komisyonu tarafından ceza uygulanacak. Yeni uygulamanın amacı, gemi sökümü işlemlerinin çevrenin de, işçilerin de zarar görmesini engelleyecek koşullarda gerçekleştirilmesini sağlamak. Yeni uygulama, aynı zamanda, varolan geri dönüşüm tesislerini geliştirmek adına yatırım çağrısı olarak da algılanıyor. Büyük üçlü yeni kükürt uygulamalarını destekliyor Avrupa’nın en büyük 3 limanı; Hamburg, Antwerp ve Rotterdam, Avrupa Parlamentosu’nun kükürt emisyonu ile ilgili uygulamalarda IMO kurallarının da ötesine geçme kararını uygun bulduklarını açıkladı. Yüksek oranda kükürt içeren yakıtları tamamen yasaklamak yerine, Çevre Komitesi %3,5 oranında kükürt ve yıkayıcı (scrubber) teknolojisinin bir arada bulundurulması yönünde bir değişiklik kabul etti. Ayrıca, uygun görülen tüm çabalara rağmen düşük kükürt içeren yakıt edinemeyen gemiler için de ‘yakıt uygunluk maddesi’ eklenecek. Yakıt uygunluk maddesinin geçerli olması için geminin düşük kükürt içeren yakıta mücbir sebeplerden ötürü erişim sağlayamamış olması gerekiyor. ECA bölgesi dışında da katı kurallar uygulanmasını isteyen AB Çevre Komitesi, bütün üyelerin hazır bulunacağı 23 Mayıs tarihli toplantıda oylama yapacak. Önergenin son halinin 1 Temmuz 2012 tarihine yetişmesi öngörülüyor. Hamburg LNG’ye güveniyor Hamburg Liman Otoritesi (HPA) ve Linde Group, Hamburg Limanı’nda likit doğalgaz (LNG) kullanımını arttırmak için güçlerini birleştiriyor. Hamburg’da LNG kullanımının ticari uygunluğunu ortaya koyacak bir fizibilite çalışması yapılması için taraflar arasında anlaşma yapıldı. Sonuçların 2012 ortasında açıklanması bekleniyor. Tarafların amacı gemiler ve tırlarda alternatif yakıt olarak LNG kullanımının teşvik edilmesini sağlamak. Hedeflerinin sürdürülebilir uzun vadeli çözümler üretmek olduğunu açıklayan HPA yönetimi, ekonomik koşullar çerçevesinde çevreci teknolojilere de önem verilmesi gerektiğini vurguladı. Doğalgaz kaynaklı emisyonlar dizel ve ağır fuel-oillere oranla büyük ölçüde düşük olduğu için, giderek katılaşan çevre standartlarına ayak uydurabilmek adına LNGye olan ilgide artış gözleniyor. Denizdeki en büyük rüzgar çiftliği Dünyanın en büyük denizüstü rüzgar enerjisi santrali Şubat ayında İngiltere’de devreye girdi. Toplam 367.2 MW'lık kurulu güce sahip ve 73 kilometre karelik bir alana yayılmış olan Walney deniz üstü rüzgar enerjisi santralinde 3.6 MW güce sahip olan 102 adet rüzgar türbini kullanıldı. 1.5 milyar dolar yatırım ile hayata geçen proje sayesinde İngiltere'deki 320 bin evin elektrik ihtiyacının karşılanması mümkün olacak. Daha inşasına başlanmadan bir emeklilik fonu yönetim şirketinden ve ipotek fonundan yatırım alan rüzgar santrali, finansman sağlama açısından da bir ilki gerçekleştirdi. İngiltere'nin halihazırda deniz üstü rüzgar enerjisindeki gücü 1.5 GW düzeyinde iken, İngiliz hükümeti 2020 yılına kadar bu gücü 18 GW seviyesine çıkarmayı hedefliyor. Fransa su kirliliği konusunda mahkemeye veriliyor Avrupa Komisyonu 27 Şubat tarihinde Fransa’yı Adalet Divanı’na sevk etti. Fransa’nın su kirliliği ile ilgili yönergeyi gerekli şekilde uygulamadığını ifade eden Komisyon, nitrat kirliliği konusunda Fransa’nın mevzuata uymak için çaba göstermediğini belirtti. 1991 nitrat direktifi üye ülkelerin genellikle gübrelerde bulunan nitratın yol açabileceği kirliliğe açık bölgeleri belirlemesini gerektiriyor. Üye ülkelerin aynı zamanda nitrat kirliliğini azaltacak önlemler almaları gerekiyor. Fransa, kirliliğin oluşabileceği bölgeleri belirlemediği gibi, kirliliğin engellenmesi için bir önlem de almış değil. Karbon fiyatları sorununa çözüm aranıyor Avrupa Komisyonu yetkilileri tarafından yapılan açıklamalar, emisyonlar ile ilgili yapılan ödemelerin rafa kaldırılmasının karbon sorununu çözme çabalarına yardımcı olmayacağını dile getiriyor. Avrupa Komisyonu’nda enerjiden sorumlu olan Günther Oettinger, Şubat sonunda katıldığı bir toplantıda karbon fiyatlarının uygun olmadığını, yükselmesi gerektiğini belirtti. Komisyon ile sınai gruplar arasında konu ile ilgili süregelen tartışmalar uygulamaların düzenlenmesini olumsuz yönde etkiliyor. Değişikliklere karşı gelen grupların emisyon ticareti uygulaması (ETS) konusunda Komisyon’un çalışmalarına yardımcı olmadığı öne sürülüyor. Sektörler ile Komisyon’un fikir birliğine vardığı konular da var; emisyonları azaltmak için uygulamaya konulması tartışılan politika araçları, yenilenebilir enerji direktifi, verimli enerji direktifi ve emisyon ticareti uygulaması, birbirleriyle uyumlu değil. Türk Standartlar Enstitüsü Avrupa Standartlar Teşkilatlarına tam üye oldu Avrupa Birliği ve Türkiye arasında devam eden ekonomik ve ticari işbirliğinin bir göstergesi olarak, Türk Standartlar Enstitüsü (TSE), Avrupa'nın iki kilit standart kuruluşu tarafından tam üyeliğe kabul edildi. TSE, 2008'den sonra Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) ve Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi (CENELEC) 'le bağlantılı üye olarak işbirliğini sürdürdü. İki Avrupa teşkilatının Genel Kurulları, TSE'nin üyeliğini 1 Ocak 2012'den itibaren yürürlükte olmak üzere Aralık 2011'de onayladı. Türkiye'nin kalite altyapısında anahtar konumda bulunan Türk Standartlar Enstitüsü, bu uyumlaştırma sürecinin ön saflarında yer almaktadır. TSE, Avrupa Birliği tarafından desteklenen Türkiye'de Standardizasyon Faaliyetlerine Destek projesinin yararlanıcısı konumunda bulunmuştur. Türkiye'de Kalite Altyapısı'na Destek programının (€ 13 milyon) bir alt-projesi olan bu proje 2007'de yılında başarıyla tamamlanmış olup, TSE'nin Avrupa normlarına uyum sağlamasına etkili olmuştur. Projenin Türkiye'de standardizasyon sisteminin uyumuna dönük olarak sağladığı yönlendirmenin yanı sıra TSE'nin sağlam altyapısı ve çabaları nihayetinde CEN ve CENELEC tam üyeliğinin yolunu açmıştır. TSE'nin katılımıyla beraber, CEN ve CENELEC, toplamda 590 milyondan fazla tüketici kitlesine sahip olan 32 Avrupa ülkesini kapsar hale geldi. Bu ülkeler, Avrupa Birliği'ne üye olan 27 ülke ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) dahilinde bulunan 3 ülke (İzlanda, Norveç ve İsviçre) ve aday ülke konumunda bulunan Hırvatistan ve Türkiye'dir. İklim politikasına Polonya’dan uyarı Enerji üretimini ağırlıklı olarak kömürden sağlayan Polonya, Avrupa Birliği’nin sera gazı emisyonlarını daha da aza indirgeme kampanyasını engelleme çabasında. Polonya, AB üyesi diğer ülkelerin Avrupa ekonomisinin geleceği ile oynadıklarını öne sürüyor. AB Dönem Başkanlığını Polonya’dan Ocak ayında devralan Danimarka Avrupa liderlerinin 2008 yılında vermiş olduğu sera gazlarını %20 azaltma hedefini 2020 yılına kadar %25 olarak güncellemeyi hedefliyor. Elektrik enerjisinin %90’ını kömürden elde eden Polonya ise bu planın önündeki en büyük engel. Sera gazlarının %25 oranında azaltılması planının halihazırda zayıf olan Avrupa ekonomisini daha da zora sokacağını ifade eden Polonya, bu tarz uygulamaların AB’nin rekabet edebilirliğini de olumsuz etkilediği görüşünü savunuyor. Bilgilerinize arz ve rica ederiz. Saygılarımızla, Murat TUNCER Genel Sekreter Dağıtım: Bilgi: Gereği - YK Başkan ve Üyeleri Tüm Üyelerimiz (Web)